Sosyal medya ile ilgili sanırım herkes “kesin bilgi yayalım” söylemini duymuştur. İşte sorum tam da bu! Gerçekten kesin bilgi mi? Yayalım mı?
Kesin Bilgi Yayalım!
İnternet hayatımızda yokken bilgiye ulaşmak cidden daha zordu. Teknolojinin gelişmesi bu anlamda gerçekten faydalı oldu. Artık kitap karıştırmak veya büyüklerimizden duyduklarımızı cımbızla çekmek yerine google’lamak yetiyor(!) Fakat bu gelişim bir noktadan sonra bilgiye erişime zarar vermeye de başladı bana göre. Nasıl mı?
Aşırı Bilgi Akışı
Bu belki olumlu bir şey gibi görünebilir. Fakat facebook veya twitter hesabımızı açtığımızda önümüze gelen bilgiye hakim olabiliyor muyuz? Bence hayır. O an önümüzde ne varsa bilgi o oluyor. Bu bize sunulan bir çeşit at gözlüğü olabilir. Ortam özgür gibi gözükse de bir süre sonra takip ettiğiniz kişilerin çizgisindeki paylaşımlara alışıp yönlenebiliyoruz… Bu yönlenme ve aşırı bilgi akışı içinde doğru bilgiyi özümsemek hiç de kolay değil.
Bilgi Kaynağının Belirsizliği
Gerek sosyal medyada gerekse arayarak bulduğumuz bilgilerin altında yazan kaynak bilgisini ne kadar süzüyoruz? Hatta bildiğimiz bir gazete bile kaynağını tam bilmediği ama birkaç yerden duyduğu haberi direk internetten yayınlayabiliyor… Nasılsa bir duyum olduğunda “silmek” kolay. Halbuki basıp yayınlamış olsaydı vay haline. Tekzipler vb. bir sürü iş…
Popülist Söylemlerin Ağırlığı
Bir de bu konu var. Her zaman popüler kültürü anlamak ve tüketmek daha kolay olmuştur. Bu sebeple içinde yorum gerektiren bilgileri algılamayı tercih etmek yerine “hap” haline getirilen bilgileri tercih ediyoruz. Bu biraz insan doğasında var ama bunun farkında olmak da bizim görevimiz. 10 tane hatalı bilginin yanında 1 tane doğru bilgi kendini duyuramıyor çoğu zaman. Yazık oluyor bu fikirlere…
Hızlı Erişim ve Hızlı Tüketim
Bir şeye ne kadar emek verirsek sonunda o kadar fazla keyif alırız. Biz sosyal medya ortamında bir dakika içinde kaydıra kaydıra belki 100 tane fikri tüketiyoruz. Bunu yazan kişiler yarım saat uğraşıp iki cümleyi bir araya getirmeye çalışırken daha dumanı üzerinde tüketilip gidiyor fikirler. Peki bunun sakıncası ne? Emek harcanarak ortaya konulan bilgi yeterince irdelenmedi, akıl fikir yürütülmeden çok çabuk tüketildi.
Herşeyi Google’lamak
En başta verdiğim bir örnekti. Bu jargon yerleştiği için bilerek böyle kullanmak istedim. Farkında mısınız; artık bilgi beynimizde değil sunucularda! “Annemin telefonu kaçtı?”, “x filminin yönetmeni kimdi?”, “x olayı hangi yılda olmuştu?” gibi aslında cevabını bildiğimiz ama o an hatırlayamadığımız onlarca şeyi hemen internetten arayıp bulup kullanıp hemen çöpe atmıyor muyuz? Eminim siz de yaşamışsınızdır. Benim itirazım aramaya değil ama çok çabuk erişilen bilgi aklımızda yer etmiyor ve böylece üzerine ekleyeceğimiz bir temel oluşturamıyoruz. Bir çok konuda yüzeysel kalıyoruz.
Peki Ne Yapacağız?
Teknolojiyi kapatıp kullanmayalım mı peki? Elbette hayır. Söylediğim konuların gelişmiş ülkelerde ders olarak okutulduğuna ve üniversitelerde araştırıldığına eminim. Teknoloji; bu bilgiler ışığında zamanla yön değiştirecektir. Fakat bu gelişmelerin bize gelmesi zaman alabilir(!) Gelişmekte olan ülkeler deneme tahtası gibi etkilenir gelişmelerden. Sunulan her bilgiyi “kesin bilgi yayalım” şeklinde almayıp araştırmacı ve irdeleyici olalım biraz.
Yoksa bir gün bir bakarız ki; bilgi değişmiş… Biz de inanmışız…