17 Ekim 2007‘de Boğaziçi Üniversitesi Kültür Merkezi, Albert Long Hall‘de Kriton Curi Salonunda “Emerging Essentials of Software Development” isimli bir seminere katıldım. Semineri Hakan ERDOĞMUŞ (PhD.)’dan ingilizce olarak dinledik ve Türkçe tartıştık 🙂 Trafiğin azizliğine uğrayıp ilk yarısını kaçırdık ama benim için verimli olan kısmı soru-cevap kısmı oldu.
Yazılım geliştirmeye dayalı projelerdeki başarı ve başarısızlıkların ölçülmesi adına kullanılan bazı standartlardan bahsedildi ve neler yaparsak başarıya yaklaşırız onlar konuşuldu. İlginç konu başlıklarından birisi “kültür” oldu. Hindistan’daki yazılımcılarla bizi karşılatırdığımızda ilginç sonuçlar çıktı. Bizde bir “burnu büyük olmak” sözkonusu. Yazılım yapınca bulunmaz hint kumaşı moduna giriyoruz anlaşılan. Hint’li arkdaşlar da bir çay molası verdiklerinde gidip toparlamazsanız hayatta geri gelmiyorlarmış ama bunun yanında 24 hazır asker gibi çalışabiliyorlar. İnginç(!)
Bundan başka; projelerin büyüklükleri ile orantılı olarak uygulanacak modelleri dikkatli seçmek gerekliliği ortaya çıktı. Ayrıca bir projenin hayata geçmiş olması “başarılı” olduğunu göstermiyor. Bunları ölçmek çok önemli. Türkiye’de kaç projede bu tür standartlara uyuyordur bilmiyorum 🙂
Genel konsept “scrum” olarak adlandırılan bir geliştirme standardıydı. Detaylarını wiki‘den kuyabilirsiniz. Ben de okuyacağım zira ortadan girince seminere birşey anlayamadım doğrusu 🙂