Girişimci Muhabbeti’nin bu haftaki podcast‘ini dinlerken Netlfix’in “Fyre Festivali Fiyasykosu” adlı belgeseli hakkında konuştuklarını duydum ve ilgilimi çekti. Sonra girdim Netflix’e ve bu belgeseli izledim.
Ben bu Fyre Festivali olayını önceden hiç duymamıştım. Amerika’da oldukça ses getirmiş olan bu olayı Netflix’in belgeseli sayesinde duymuş olduk. Bu belgesel bence çok güzel çekilmiş ve bu olaydan çıkarılacak bir sürü sonuç var.
Fyre Festivali Nedir?
Olmayanı satmak bir pazarlama stratejisidir. Fakat bu işin de bir adabı vardır. Altından kalkamayacağın ve hiç bir tecrübenin olmadığı bir konuda olmayanı satmak oldukça riskli bir pazaralama faaliyetidir. İşte Fyre Festivali buna çok güzel bir örnek.
Her şey bir girişimcilik fikriyle ortaya çıkmış gibi görünüyor fakat ne olduysa sonradan işler kontrolden çıkıyor. Fikir şu; Bahama‘larda çok özel bir hafta sonu için organizasyon yapıp çok özel konukları çağırmak ve “exclusive” bir deneyim için bilet satmak. Fikir güzel! Buna bir itiraz yok. Bu olayın pazarlaması o kadar başarılı yapılıyor ki sonrasında kontrol altına almak mümkün olmuyor. Peki bu pazarlama başarısının altında ne yatıyor? Elbette internet ve sosyal medyanın gücü yatıyor. Billy McFarland denen kişi bu işi ustalarına veriyor. Onlar da Bahama’larda bir adada öyle güzel bir tanıtım videosu çekiyorlar ki; bu başarıyla hiç beklenmedik bir ilgiyle karşılanıyor. Çok güzel bir mobil uygulama ve hatta özel bir klüp üyeliğiyle elde edilen bir kredi kartı bile satmışlar…
Fyre Festivali’nde Neler Oldu?
Billy, organizasyon için her yerden yatırım bulmayı başarıyor. Bunu nasıl yaptığı sonunda ortaya çıkıyor ama o an için herkes onun büyüsüne kapılıp çalışıyor. Fizibilite olarak mümkün olmayan bir işe girişiliyor. O kadar insanı küçük bir adada mümkün değil. Yatacak yer yok, yeterli su ve yemek yok. Hatta konser teçhizatı bile yeterli değildi. Fakat Billy o kadar başarılı bir pazarlamacı ki; herkesi bu rüyada tutmayı başarıyor.
Bu rüyadan uyanmak isteyenleri hemen işten kovuyor. Herkesten inanılmaz fedakarlıklar istiyor. Bazı kişiler böyle bir organizasyonun olması mümkün olmasını mümkün olmadığın açıkça söylemesine rağmen sosyal medyadaki olumsuz yorumlar siliniyor.
Netflix’teki belgeselde tüm aşamalar çok güzel anlatılmış… Artık ezberbozan (spoiler) yorumlarım olacak uyarıyorum…
Sonlara doğru anlıyoruz ki; bu Billy denen kişi herkese yalan söyleyerek ilerliyor. Yatırımcılara yalan yanlış rakamlar sunuyor, Sosyal medyaya yanlış bilgiler veriyor ve tüm ilgiyi bu sayede çekiyor… İlk hapse girişinden sonra bile benzer bir sahtekarlıkla ikinci kez hapse giriyor. Tamamen bir yalan üzerine kurulu bu organizasyonun iptaline de kimse yanaşmıyor.
Binlerce insan adaya gelip rezil oluyor. Olmayan evlerini arıyorlar. Aç ve susuz kalıyor ve uçak olmadığı için geri de dönemiyorlar. Tam bir kaos ortamı yaşanıyor. Belgeselde bu rezalet konukların cep telefonu üzerinden oldukça net görünüyor.
Fyre Festivali’nden Çıkarılacak Dersler
Girişimcilik ve pazarlama stratejileri açısından bu olaydan çıkarmamız gereken dersler var.
- Sosyal medyanın gücü o kadar yüksek ki; bu olayda işleri kontrolden çıkaracak kadar bir etki yaratmış.
- Bu işi organize eden kişi ciddi biçimde yalan üzerinden yürümüş. Demek ki; sözler üzerinden değil ölçümler ve raporlar üzerinden yürümemiz önemli.
- Eğer bir şey gerçek olamayacak kadar güzelse ve kazançlıysa o işte mutlaka daha detaylı araştırma yapmamız gerekir. Sonuçta hepimiz insanız ve inanılmaz farklı bakış açıları beklemek çok normal değil.
- Bu olayda çalışan bir çok kişi uyarıda bulunmuş ama bu Billy o kadar başarılı bir iknacı ki; herkesi ikan etmeyi başarmış. Yakında tanıyanlar “istediği her şeyi size satabilir” diyor… Vay canına! Nasıl bir sosyopatlık bu!
Ekşi’deki Yorumlar
Eksi sözlükte Fyre Festivali hakkında iki sayfa yorum var, bunları da okumanızı öneririm.