İlk İzlenimler
“Battlestar Galactica” yani kısaca “BSG” ve türkçesi “Savaşyıldızı Galactica” dır. Dizinin orjinali 1978-79 yıllarında çekilmiştir. Dizi “David Eick” ve “Ronald D. Moore” tarafından tekrardan çekilmiş ve 2005 – 2009 yılları arasında yayınlanmıştır. Ben geç de olsa diziyi en baştan itibaren izlemeye başladım ve izlenimlerimi, yorumlarımı okurlarımla paylaşmaya kararlıyım. İzlediğim her bölümü sizinle paylaşacağım. Henüz finali görmemiş olmakla birlikte şu ana kadar dizinin sosyal ve felsefik derinliğe sahip olduğunu söyleyebilirim. Özünde eşsiz bir askeri bilim-kurgu dizisiyle karşı karşıyayız. Bu yazıyı bir “başlangıç” olarak görüyorum ve dizi bitince “bitiş” yazısını da yazmayı hedefliyorum.
Göze Çarpanlar
- Dizinin bazı bölümlerinde abartılarak parlatılmış sahneler var. Genellikle bir zihin aktivitesi veya düşsel bir anlam katmak için beyazların biraz parlatıldığını düşünün. İşte bu tür sahneler diziyi her an besliyor ve izleyene ayrı bir keyif veriyor.
- Her bir bölümün başlangıcı, içeriği ve bitişi de harika tasarlanmış. Alışılmış olduğu üzere “previously” kısmı mevcut ve bu kısa bir hatırlatmanın ardından giriş jeneriğine kadar 3-5 dakika kadar bir giriş yer alıyor. Bunu takip eden giriş jeneriğinin ardından yaklaşık 3 saniye kadar tüm bölümden seçilmiş karelerin hızlıca sarılmasından oluşan bir sahne görüyoruz. Bu sahneler o bölüm hakkında ispiyon oluyor haliyle. Dizinin kalan yaklaşık 35 dakikasını izledikten sonra da dizinin sonunu gösteren bir “gong” sesiyle de bölümü bitiriyoruz. Bu gong sesi beni hep o bölümü irdelemeye itiyor. Harika!
- Halkın kendine özgü inanışları, dini ve dili var. Halk Kobol Tanrısı’na inanıyor ve ona dua edip ona yalvarıyor. Örneğin Başkan Rozlin’in “tanrı aşkına” anlamında sarfettiği cümle: “oh my gods“. Tanrı kavramını hep çoğul kullanılıyor. Bizim “fu.k” diye tahmin ettiğimiz kelimeyi ise “frack” diye telaffuz ediyorkar: “what the frack, frack you, frack!”…
- Dizide kullanılan müzikler de olağanüstü! Gerek giriş müziği olsun gerekse dizinin içinde geçen fon müzikleri olsun gerçekten harika. Araştırdığımda “Bear McGreagory” ismini ön planda görüyorum. Harcanan emek ve ortaya çıkan eserler kesinlikle mükemmel. Dr. Baltar ve 6 numaranın bilinçaltı dialoglarında sahneye eşlik eden ritmin güzelliğinden tutun da; 3üncü sezonun başında yine Dr. Baltar’ın kendisiyle kaldığı sahnelerde ona eşlik eden mistik müziklere… Savaş sahnelerindeki gerilimlere… ve duygusal sahnelerdeki ruhani ezgilere kadar hepsine 10 üzerinden 10!
- Göze çarpan önemli bir öğe de “teknoloji karşıtlığı“. Galactica’nın varolma nedeni olan ağırlıklı “analog teknoloji” serinin her bölümünde karşımıza çıkıyor. Bugün yaşadığımız teknolojik gelişmelerin ileride nelere yol açabileceği bu kadar isabetli ve güzel kurgulanabilir. Örneğin telefonlar analog, “ağ” kurmak kesinlikle yasak vs. vs…
- Çekim tekniklerinden de bahsetmek istiyorum. Usta olmamakla birlikte uzay sahnelerindeki çekimlerin çok güzel olduğunu düşüyorum. Normalde bir uzay gemisi görürsünüz ve gemi sabit bir kamera olan bize doğru gelir veya bizden uzaklaşır. BSG’de öyle mi? hayır. Kamera uzayda her an hareket ediyor. Ani yakınlaştırma ve uzaklaştırmalarla hareketlilik katılıyor. Başka bir örnek ise uzayda meydana gelen patlamalar… Kameranın önünde gerçekleşen patlama kamerayı sarsıyor ve bunu yanımızdaymış gibi hissediyoruz. Bu harika bir duygu!
- Son olarak konunun işlenişindeki felsefik derinliğe değinmek istiyorum. Önceden çekilmiş “eski” bir diziyi yeniden çekecek olsanız ne kadar iyi olabilirsiniz? Sizi bilmem ama olabilecek en iyi yaklaşım olsa olsa böyle olurdu diyorum. Dizinin orjinalini çok iyi hatırlamıyorum zira ufaktım o zamanlar ama bu seriyi bitirdikten sonra onu da izlemeyi düşünüyorum. Dizideki konunun derinliği oradan mı geliyor yoksa yeniden yazan senaristlerin ve yönetmenin gücü mü onu henüz bilmiyorum ama bu yeni dizide inanılmaz bir derinlik olduğunu söyleyebilirim. İzlememiş olanlara yönelik bir yazı olmasını istediğimden ispiyon vermekten kaçınıyorum. Fakat şu detayları vermem gerekiyor. Hayatta kalmış olan az sayıda insan arasında olanlar 5 milyarlık dünyada olanlarla çok güzel örtüşüyor. Demokrasi, askeri yönetim, baskılar, darbe, iş birliği, karaborsa, aşklar, direniş, asiler, devrim, isyan… Bunların yanında çeşitli mitolojilerden de esinlenildiğini görüyoruz. Eğer bu mitolojik konuları önceden biliyorsanız o zaman hikaye daha da anlam kazanıyor.
Son Söz
Bu yazının son sözü ama BSG hakkındaki ilk sözüm. Bundan sonra da diziyi tanıtmaya devam edip hemen ardından birer birer dizinin tüm bölümlerini yorumlayacağım.
Tam bir space opera BSG, bir drama. İnsanın doğasını sorgularken bakması gereken en temel öğeleri cesurca işliyor. Güzel ve şık bir başlangıç yazısı olmuş gerçekten. Bunun üzerine 3. sezon sonu ve özellikle 4.sezon müthiş final sonrası yazıyı merakla bekliyorum. Eklenecek çok şey olacak ama kelimelere nasıl dökülecek…
Good hunting