Oskar’lar verildiğinde bir kenara not almıştım. Tatilde izleme fırsatı yakaladım. Alan Turing‘in 2nci Dünya Savaşı sırasındaki çalışmaları ve özel hayatının birleşiminden oluşan hoş bir film çıkmış. Aslında filmi tek cümleyle özetlemek zor. Film hakkındaki sabit bilgilere “The Imitation Game” linkinden bakabilirsiniz.
İspiyon uyarısı: Yazımın devamın filmden bilgiler içerir.
Film bence İngiltere için bir günah çıkarma filmi olmuş. Günümüzde modern dediğimiz ülkeler bile tarihte ırkçılık, cinsiyet ayrımcılığı ve hatta cinsel tercih ayrımcılığı yapmış. Film bunu açık açık işlemiş. Alan Turing icat ettiği “Christopher” adlı makineyle milyonların hayatını kurtardı ama eşcinsel olduğu için intihara sürüklenecek bir mahkumiyete doğru itilmiş. İngiltere 2013 yılında Turing’in itibarını iade etmiş…
Almanya’nın Enigma adlı cihazını kırmayı başaran Turing Makinası‘nın detayları herkesin anlayabileceği seviyede anlatılmış. Çok detay verse bilgisayarla ilgisi olmayanları sıkar, tersi durumda da ilgili olanlar tatmin olmayacaktı. Bunu iyi dengelemişler. Sherlock Holmes rolünden bildiğimiz Benedict Cumberbatch bu role iyi oturmuş ve oldukça başarılı.
Filmde Enigma’nın kırılmasının sonuçlarına daha çok yer verilebilirdi. Kırılma işleminden hemen sonra Turing’in tutuklanmasına geçmişler bence orada bir problem var. Fakat filmin sonunda özet geçen metinler ve ona eşlik eden müzikle yaratılan duygusal ortam herhalde herkesi etkilemiştir.
The Imitation Game, 2015 yılında “En İyi Uyarlama Senaryo” oskarını kazanmıştı. Kriptolama, bilgisayarın tarihi ve güvenlik konularına ilgi duyanlara önerebilirim. Film bana “bilgisayarın tarihi” hakkında daha çok bilgi edinmek gerektiğini de hatırlattı…
İyi seyirler.