İzlediğim bir filmin hemen ardından izlemiş olan arkadaşlarımla kritik yapmak büyük bir keyiftir benim için. Bazen de internette arama yapıp yazılan yorumlara bakarım. O zaman film daha bir pekişir sanki… Açık noktalar kalmaz ve gerek senaryo gerekse oyuncularla ilgili bilgiler daha bir kalıcı olur. Bazen de eğer izlediğim film çok hoşuma gitmişse “bu film hangi eserden esinlenmiş?” diye sorarım kendi kendime. Eğer denk düşürürsem de kitabı alıp okumaya çalışırım.
İyi ama filmden aldığım keyfi (kitap ne kadar güzel olursa olsun) kitaptan alabiliyor muyum? Maalesef çoğunlula hayır. Neden mi? Öncelikle filmin iyi olması eserden de kaynaklanıyor olabilir film ekibinin yeteneğinden de… Filmi beğendiğimiz zaman yüksek bir beklenti içine gireriz ve aynısını kitaptan da bekleriz. İşte bu sorunlardan birisi.
Diğer bir sorun da; filmdeki kişileri ve olayları kitabı okurken eşleştirmeye çalışmaktır. Eğer konuyu bilmiyor olsanız saf bir yaklaşımla yazılanı anlamaya çalışıp kendi senaryonuzu canlandırıp okumaya devam edersiniz. Fakat filmi görünce geriden geriden sürekli kafayı kurcalayan birşeyler oluyor. Sanırım bunun çözümü arayı biraz açtıktan sonra kitabı okumak.
Bu durum “Yüzüklerin Efendisi“‘nin ilk kitabında olmuştu bana. Sonra diğer kitaplarını okuyamadım bu sebeple. Şimdilerde ise Gölgesizler‘i okuyorum ve aynı durum söz konusu… Filmi çok beğendim ama kitabı okurken tırmalıyor birşeyler:)
Bende böyle… Karar sizin.