Bazen hayatımızda planlar yapmak zorunda kalırız. Örneğin işimizde yeni ürünler tasarlarız veya özel yaşantımızdaki bazı sorunları çözmek için bazı yollar planlarız… İşte bu noktada yöntmeler ikiye ayrılır. Bazı insanlar oturup başlarlar plan yapmaya… Saatler geçer hatta günler geçer hala plan yaparlar. Bunun yanında diğer bir grup insan da kısa bir düşüncenin ardından hemen harekete geçerler. Duruma göre düzeltmeler yaparak devam ederler. İşte biz bu noktada kendimize bir denge kurmalıyız diye düşünüyorum.
Saatlerce harekete geçmeden düşünmek de iyi değil yeterince düşünmeden yola koyulmak da… Örneğin sürekli düşünüp bunun sonuçlarını hayatta sınamazsak kendi düşünce sınırlarımızı genişletemeyiz. Planımız da bir kısır döngüde dolanır durur. Başkaları hayattan aldığı yansımalarla çok daha iyi yerlere gelebilirler. Fakat bunun yanında hiç düşünmeden yola koyulmak da pek parlak olmaz. O zaman da ortasına geldiğimizde başını unuttuğumuz cümleler gibi sürekli başa sarmaya mecbur kalabiliriz.
Bahsettiğim dengeyi kurmayı öğrenmek tecrübe kazanmakla orantılı elbette. İşte bu noktada akıp geçen zamanın kıymeti bir kez daha ortaya çıkıyor. Yaşadığımız olayları es geçmeden kalıcı hale getirmek için elimizden geleni yapmalıyız. Örneğin notlar almalı,değerlendirmeler yapmalıyıız. Eğer siz özel olduğunuza inanıyorsanız yaşadığınız olaylar da sıradan değildir unutmayın…